Olası İstanbul Depremi Öncesini İnceleyen Prof. Barış Binici, Vatandaşlar Nereye Hareket Etmeli?
Kahramanmaraş’ta yaşanan depremlerin ardından gözler İstanbul’a çevrildi. Deprem uzmanları ve yerbilimciler, İstanbul’da olası bir deprem konusunda vatandaşları uyarıyor. Peki İstanbullular ne yapmalı? Deprem bölgesini inceleyen Prof. Barış Binici, kentteki yapılaşmanın sıkışık olması nedeniyle yerleşimin hangi bölgeye taşınması gerektiğini söyledi.
Ayrıntılara bakalım…
Kahramanmaraş depremlerinden sonra Türkiye’nin deprem riski olan bir ülke olduğunu kötü tecrübelerle tekrarladık.
Uzmanlar İstanbul’u yıllardır uyardıkları bölgelerin ortasında gösterdi. Olası bir İstanbul depremi öncesi alınması gereken önlemleri sıraladı. Bunlardan biri de ODTÜ’lü akademisyenler arasında yer alan Prof. Dr. Doktor Peace Rider.
Deprem bölgesinde incelemelerde bulunan Binici, ülke genelinde 500 binden fazla binanın depremde yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
ODTÜ İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Barış Binici, depreme hazırlanmak için ‘seferberlik’ çağrısı yaptı.
Binici, “Binalarımızın yaklaşık yüzde 3,5’i ya yıkıldı ya da yıkım kararı alındı. Bunu genel olarak tüm Türkiye’ye yansıtacak olursak. Türkiye’de can kaybına neden olmasını beklediğimiz bina sayısı 500-600 bin. Çözülmesi gereken ilk şey can kaybının önlenmesidir. Bunun için deprem seferberliğine ihtiyaç var’ dedi.
Sürücü, olası bir İstanbul depreminde sıkışık inşaat nedeniyle oluşabilecek felakete karşı uyarıda bulundu.
NTV’nin haberine göre Binici, ‘Depremin ilk aşamasında hayat kurtarmak istiyoruz, müdahale edilebilecek yaşanabilir şehirlere ihtiyacımız var. İstanbul örneğinde olduğu gibi bu mümkün değil. Düşünün ki bu haliyle arama kurtarma yapılamaz, sadece zaman ve erişim nedenleriyle hayatını kaybettiğini düşünün’ dedi.
Yerleşim sorununa dikkat çeken Binici, İstanbul’u kuzeye taşımayı teklif etti.
İstanbul’da depremden önce, yıkım ya da güçlendirme çalışmalarından önce tahliye çalışmasının yapılması gerektiğinin altını çizerek, ‘Bence iki şemaya yaklaşılmalı. Biri dönüşüm yani şehri olabildiğince kuzeye kaydırıp alanı boşaltmak mümkün değil, ikincisi ise burada iş imkanı yaratmadan mümkün değil. Altyapıyı kurmak, vergi indirimleri, cazibe yaratmak ve şehri bir ölçüde özgürleştirmek. O halde kötü durumdaki binalar için mutlaka bir güçlendirme alternatifine ihtiyaç vardır.’
